Özbekistan yatırım rehberi: Çinli ilaç şirketleri için stratejiler ve fırsatlar

未分類

Orta Asya’nın mücevheri Özbekistan: Çinli ilaç şirketlerinin işaret ettiği yeni yatırım sınırları

Özbekistan, neden şimdi gündemde?

Orta Asya’da denize kıyısı olmayan iki ülkeden biri olan Özbekistan, son yıllarda ‘Orta Asya’nın Mücevheri’ olarak uluslararası yatırımcıların dikkatini hızla çekmeye başladı. Bunun nedeni Cumhurbaşkanı Shakhkat Mirziyoyev’in cesur ekonomik reformları ve pazar açıcı politikalarıdır. Ülkenin bir zamanlar sahip olduğu kapalı imaj kayboldu ve şimdi ‘iş dostu’ bir ülkeye dönüşüyor. Ülkenin asıl cazibesi stratejik coğrafi avantajında yatıyor. Çin’in ‘Bir Kuşak, Bir Yol’ girişiminin merkezinde yer alan ülke, Çin’i doğuya, Avrupa’yı batıya ve Güney Asya’yı güneye bağlayan bir lojistik merkez olarak hizmet veriyor. Bu da Özbekistan’a yatırımı yalnızca tek bir pazara erişim değil, aynı zamanda geniş bir bölgesel pazara açılan potansiyel bir kapı haline getiriyor. Ayrıca, Özbekistan bol miktarda doğal kaynağa sahiptir. Altın, uranyum, bakır ve doğal gaz gibi kaynaklar küresel ekonomik dalgalanmalar için güçlü bir ekonomik temel sağlamaktadır. Ancak son yıllarda ülke, kaynaklara bağımlı bir ekonomiden uzaklaşmak amacıyla imalat, tarım, turizm ve bilişim gibi kaynak dışı sektörleri geliştirmeye odaklanıyor. Özellikle pamuk, meyve ve sebze gibi yüksek tarımsal üretim kapasitesi, işlenmiş gıda endüstrisinin gelişimini teşvik etme ve yüksek katma değerli ihracat ürünleri üretme potansiyeline sahiptir. Bir diğer önemli cazibe ise, yarısından fazlası 30 yaşın altında olan yaklaşık 36 milyonluk nüfusuyla ülkenin genç demografik yapısıdır. Bu da büyüyen bir tüketici pazarı ve gelecekte bol miktarda işgücü arzı anlamına gelmektedir. Hükümet ayrıca eğitim sistemine daha fazla yatırım yapmakta ve işgücünün kalitesini artırması beklenen BT becerilerine sahip insanları geliştirmektedir. Nitekim Çinli ilaç şirketlerinin Özbekistan’daki büyük yatırım projelerine ilgi gösterdiğine dair haberler, ülkenin bu yeni cazibe merkezlerinin uluslararası alanda takdir gördüğünün bir kanıtıdır. Bu sadece bir şirketin hamlesi değil, daha fazla yabancı şirketin Özbekistan’ın potansiyeline bakması için bir katalizör olabilir. Özbekistan Hükümeti, doğrudan yabancı yatırımları aktif olarak çekmek amacıyla aşağıdaki özel teşvikleri ortaya koymuştur

  • Vergi teşvikleri (kurumlar vergisi, emlak vergisi ve arazi vergisinde indirim veya muafiyet)
  • Özel ekonomik bölgelerdeki (SEZs) ticari faaliyetlerin basitleştirilmesi
  • Döviz kurunun serbestleştirilmesi ve kar transferinin garanti altına alınması
  • Yatırımların korunmasına ilişkin uluslararası yasal çerçeveye katılım.

Bu reformlar yatırımcılar için daha öngörülebilir ve istikrarlı bir iş ortamı yaratarak Özbekistan’ı cazip bir yatırım hedefi haline getirmiştir. Orta Asya’nın henüz kullanılmayan pazarlarında yeni büyüme fırsatları arayan şirketler için Özbekistan gerçekten de ‘altın yumurtlama’ potansiyeline sahip bir sınır.

Çinli şirketlerin Özbekistan’daki yatırım stratejileri: ilaç sektörünün çekiciliği

Çinli ilaç şirketlerinin Özbekistan’a yatırım yapmaya ilgi gösterdiğine dair haberler, münferit anlaşmaların ötesine geçen stratejik sonuçlar doğuruyor. Çin’in ‘Bir Kuşak, Bir Yol’ girişimi kapsamında sağlık sektöründe işbirliğini güçlendirme ihtiyacının ve Özbekistan’ın yerli sanayisini geliştirme hedefinin bir sonucudur. Neden ilaç endüstrisi? Özbekistan da dahil olmak üzere Orta Asya ülkelerinin yüksek kaliteli ilaçlara olan talebi giderek artıyor. Ancak, bu ürünlerin çoğu için hala ithalata bağımlıdırlar ve yerli üretim kapasitesinin güçlendirilmesi acil bir konudur. Hükümet, yurt içinde üretilen ilaçların oranını artırmak için bir hedef belirledi ve ilgili şirketlere cömert teşvikler sunuyor. Çinli şirketler için Özbekistan’da bir ilaç fabrikası kurmak çok caziptir çünkü

  • Daha fazla pazar erişimi: Sadece Özbekistan’ın iç pazarı için değil, aynı zamanda komşu Orta Asya ülkeleri ve Afganistan da dahil olmak üzere çok çeşitli bölgesel pazarlar için bir ihracat üssü olarak kullanılabilir. Ayrıca gümrük birlikleri ve serbest ticaret anlaşmalarından da yararlanmayı bekleyebilir.
  • Maliyet rekabetçiliği: Nispeten ucuz, yüksek kaliteli işgücünün mevcudiyeti üretim maliyetlerini düşük tutabilir. Bu da doğrudan küresel ilaç pazarında daha fazla rekabet gücü anlamına gelir.
  • Güçlü devlet desteği: ilaç üretimi, Özbekistan Hükümeti’nin özellikle odaklandığı stratejik sektörlerden biridir. Vergi teşvikleri, arazi temini ve basitleştirilmiş idari prosedürler de dahil olmak üzere bir dizi alanda destek beklenebilir.
  • Teknoloji transferi ve marka oluşturma: Bu, en son üretim teknolojilerini tanıtarak Özbekistan’ın ilaç endüstrisinin modernizasyonuna katkıda bulunmak ve aynı zamanda bölgede kendi marka imajınızı oluşturmak için bir fırsattır.

Çin, iç pazarının olgunlaşmasını ve Orta Asya’nın önemli bir hedef bölge olduğu denizaşırı genişlemeyi hızlandırmak için bir ‘Go Global’ stratejisi izlemektedir. Özellikle ilaç sektöründe, Çin’de geliştirilen teknoloji ve üretim kabiliyetlerini kullanarak gelişmekte olan pazarlarda varlık gösterme yönünde güçlü bir dürtü vardır. Coğrafi avantajları ve hükümet destek önlemleri sayesinde Özbekistan, Çinli şirketlerin denizaşırı pazarlarda yer edinmesi için ideal bir konumdur. Bu yatırım projesi Özbek tarafına da önemli faydalar sağlayacaktır.

  • İş yaratma: Yüksek vasıflı ilaç sektöründe istihdam, yerli teknisyen ve işçilerin eğitimine katkıda bulunacaktır.
  • Teknoloji transferi: Gelişmiş Çin ilaç teknolojisi ve kalite kontrol know-how’ının getirilmesi, bir bütün olarak yerli endüstrinin seviyesini yükseltecektir.
  • İstikrarlı ilaç arzı: artan yerli üretim, halkın daha ucuz ve daha kaliteli ilaçlara erişimini sağlayarak kamu sağlığının iyileştirilmesine yardımcı olacaktır.
  • Döviz tasarrufu: ithalata bağımlılığın azaltılmasıyla değerli döviz tasarrufu sağlanacak ve ekonomik istikrara katkıda bulunulacaktır.

Dolayısıyla Çinli ilaç şirketlerinin Özbekistan’daki yatırımı sadece ticari işlemlerin ötesine geçerek her iki ülke için de kazan-kazan ilişkisi yaratan stratejik bir ortaklık niteliği taşıyor. Bu, Orta Asya’da yeni endüstriyel işbirlikleri için örnek bir vaka haline gelebilir ve gelecekteki bölgesel kalkınma üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir.

Yatırımcıların Özbekistan’ın iş ortamı ve zorlukları hakkında bilmesi gerekenler

Özbekistan’da yatırım cazip fırsatlar sunar, ancak gelişmekte olan her pazarda olduğu gibi, potansiyel riskler ve zorluklar vardır. Başarılı olmak için , bu iki yönü de derinlemesine anlamak ve doğru stratejiyi geliştirmek çok önemlidir. Uluslararası bir finans gazetecisi olarak edindiğim deneyimlere dayanarak, yatırımcıların özellikle dikkat etmesi gereken bazı temel hususları aşağıda sıralıyorum. İlk olarak, yatırımı artırabilecek olumlu yönlere bakalım.

  • Özel ekonomik bölgelerden (SE Z’ler) yararlanın: Özbekistan’da yatırımcıların vergi teşviklerinden (indirimli kurumlar, emlak, arazi ve sosyal güvenlik vergileri), tarife muafiyetlerinden ve basitleştirilmiş idari prosedürlerden yararlanabileceği birkaç SEZ bulunmaktadır. Örneğin, Navoi, Andijan ve Jizzakh gibi SEZ’ler belirli endüstrileri cezbetmektedir.
  • Döviz bozdurmanın serbestleştirilmesi: Daha önce döviz bozdurma konusundaki sorunlu kısıtlamalar önemli ölçüde hafifletildi ve karlar artık nispeten sorunsuz bir şekilde ülkelerine geri gönderilebiliyor. Bu da yatırımcıların döviz risklerini yönetmelerini kolaylaştırmıştır.
  • Coğrafi avantaj: Orta Asya’nın kalbindeki konumu, BDT ülkeleri, Çin ve Güney Asya gibi geniş pazarlara bir erişim noktası sağlamaktadır. “Bir Kuşak, Bir Yol” girişimi için kilit bir konumda olması lojistik açısından özellikle faydalıdır.
  • Genç ve bol işgücü: Nüfusun yarısından fazlası gençtir ve eğitim seviyesi nispeten yüksektir. Hükümet mesleki eğitim programlarını güçlendirmiştir ve ayrıca BT becerilerine sahip bir işgücü geliştirmeye odaklanmaktadır.

Öte yandan, yatırımcıların farkında olması gereken zorluklar ve riskler vardır.

  • İdari prosedürlerin karmaşıklığı: Reformlara rağmen bazı idari prosedürler ve ruhsatlandırma süreçleri hala karmaşık ve zaman alıcı olabilmektedir. Yerel hukuk ve düzenleme uzmanları ile işbirliği önemlidir.
  • Şeffaflık: Geçmişte yolsuzluk ve şeffaf olmayan karar alma süreçlerine dikkat çekilmiştir ve hükümet şeffaflığı artırma ve yolsuzlukla mücadele etme konusunda kararlıdır. Ancak, beklenmedik değişiklikler veya yorum farklılıkları olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır.
  • Yasal sistemin geliştirilmesi ve işletilmesi: Yatırımların korunmasına yönelik yasal sistem geliştirilmektedir, ancak operasyonel gerçekliği ve uyuşmazlık çözüm mekanizmaları bakımından hâlâ iyileştirmeye ihtiyaç vardır. Uluslararası tahkim şartlarının kullanılması gibi riskten korunma tedbirlerinin uygulamaya konulması gerekmektedir.
  • Az gelişmiş altyapı: büyük şehirlerde ve özel ekonomik bölgelerde altyapı geliştirilmektedir, ancak kırsal alanlarda elektrik arzının istikrarsız olması ve ulaşım altyapısının az gelişmiş kalması ihtimali vardır.
  • Dil ve kültürel engeller: Özbekçe ve Rusça ana dillerdir ve tercümanlar ve yerel personel iş iletişimi için gereklidir. Kültürel farklılıkları anlamak ve bunlara saygı göstermek de başarının anahtarıdır.

Bu zorlukların üstesinden gelmek için kapsamlı durum tespiti şarttır. Derinlemesine pazar araştırması ve yasal ve mali durum tespiti yapmak için yerel bir hukuk firması veya danışmanlık şirketi ile çalışılması şiddetle tavsiye edilir. Güvenilir bir yerel ortak bulmak da Özbekistan’da başarılı bir iş için en önemli adımlardan biridir. Hükümetle iyi ilişkiler kurmak da sorunsuz ticari faaliyetlere katkıda bulunur.

Orta Asya’da yatırımın geleceği: birleşme ve satın almalar ve sürdürülebilir büyümeye giden yol

Çinli ilaç şirketlerinin Özbekistan’daki yatırım projeleri, Orta Asya bölgesinde doğrudan yabancı yatırım (DYY) alanında yeni bir eğilime işaret ediyor. Daha önce bir ‘sınır pazarı’ olarak tanımlanan bölge, reform ve dışa açılma dalgasıyla birlikte artık daha olgun bir yatırım ortamına dönüşüyor. Gelecekte bu tür doğrudan yatırımların daha sofistike birleşme ve satın alma faaliyetlerine dönüşmesi oldukça olasıdır. Birleşme ve devralmalar (M&A), piyasalar olgunlaştıkça ve şirketler arasındaki rekabet yoğunlaştıkça, etkin bir iş genişlemesi ve pazar payı kazanma aracı olarak ortaya çıkmaktadır. Özbekistan’daki ilaç pazarında da yerli üretim kapasiteleri ve yabancı katılım arttıkça M&A fırsatlarının artması bekleniyor. Örneğin, gelecekte yerel şirketlerle mevcut ortak girişimlerden doğrudan satın almalara geçişin yanı sıra piyasayı yeniden yapılandırmak amacıyla sektörde konsolidasyonun artması da söz konusu olabilir. Yatırımcılar, ilk doğrudan yatırım aşamasından itibaren gelecekteki birleşme ve satın alma stratejilerine bakarak pazara giriş ve büyüme için daha stratejik bir planlama yapabileceklerdir. Sürdürülebilir büyüme elde etmek için yatırımcıların ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim) faktörlerini iş stratejilerine entegre etmeleri çok önemlidir. Özbekistan Hükümeti de Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SKH’ler) ulaşma konusunda kararlıdır ve çevrenin korunması, işçi hakları ve şeffaf kurumsal yönetişime odaklanan şirketleri memnuniyetle karşılama eğilimindedir. Özellikle kalite kontrolü, atık yönetimi ve ilaçlara erişim gibi sosyal sorumlulukların güçlü bir şekilde gerekli olduğu ilaç endüstrisinde, ESG bilincine sahip yatırımlar yalnızca bir şirketin marka değerini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda uzun vadeli riskleri azaltacak ve sürdürülebilir karlılığa yol açacaktır. Özbekistan, ilaç endüstrisinin yanı sıra çok çeşitli sektörlerde cazip yatırım fırsatları sunmaktadır.

  • Yenilenebilir enerji: Bol güneş ışığı ve geniş arazi alanı sayesinde güneş ve rüzgar enerjisi potansiyeli muazzamdır. Hükümet de bunların hayata geçirilmesi için agresif hedefler belirlemiştir.
  • Bilişim ve dijital leşme: Büyük bir genç nüfusa ve dijitalleşmeye yönelik güçlü bir iştaha sahip olan ülkede yazılım geliştirme, e-ticaret ve fintech gibi alanlarda hızlı bir büyüme beklenmektedir.
  • Tarım ve gıda işleme: Yüksek kaliteli tarım ürünlerinin üretimine ek olarak, işlenmiş gıda, dondurulmuş gıda ve organik ürünler gibi katma değerli endüstrilere yatırım teşvik edilmektedir.
  • Turizm: Semerkant ve Buhara gibi tarihi İpek Yolu şehirleri popüler Dünya Mirası Alanlarıdır ve turizm altyapısının ve tanıtımının geliştirilmesine bağlı olarak daha fazla büyüme mümkündür.

Bir zamanlar kapalı bir bölge olan Orta Asya artık uluslararası ekonomik sisteme entegre olmakta ve yeni bir yatırım dalgası çekmektedir. Özbekistan, reformların hızı ve güçlü hükümet liderliği nedeniyle bunlar arasında özellikle dikkate değerdir. Yabancı yatırımcılar, bölgenin dinamizmini anlamaları, yerel kültüre ve iş uygulamalarına saygı göstermeleri ve uzun vadeli bir bakış açısına sahip bir yatırım stratejisi geliştirmeleri halinde önemli getiriler elde etme potansiyeline sahiptir. Özbekistan hiç şüphesiz Orta Asya’ daki ‘bir sonraki büyüme itici gücü’ olacaktır.

コメント

Translate »